14 Ekim 2009 Çarşamba

En iyi poz nasıl verilir ? Düğün çekimlerinde nelere dikkat edilmeli?



Doğa fotoğrafçısı için en zor çekim planlanmış anları karelemek olsa gerek. Doğanın, hayvanların, insanların, ve özellikle de bebeklerin doğallığı o kareye can verir. Gerçek duyguları yansıtan fotoğraf, izleyicisiyle konuşur ve ona bir şeyler anlatır. Duyguları aktarabilmek için şekil vermenize gerek yoktur, güzel ya da çirkin kavramı  da yoktur, sadece bir an ve o anı yaşatan duygular vardır. O karelere baktıkça fotoğrafı çektiren ve kareleyen kişilerle aynı duyguları yaşarsınız. Örneğin bir sonbahar sabahı, nemli toprakların üzerindeki, sararmış yapraklara yansıyan, güneşin ilk ışıklarının karelendiği bir fotoğraf, sizde ne gibi duygular yaşatır ya da  ilkbaharda yeni yeni tomurcuklar vermiş papatyalar, laleler  yada bir köpeğin bakışındaki gülümseme, gözlerinden boncuk boncuk yaşlar akan bir bebek...Hepsi hepimize aynı duyguları yaşatır. Benim nazarımda fotoğraf demek doğallık, gerçeklik, saflık demektir.


'Zorla güzellik olmaz' ne güzel söylemiş atalarımız. Hayatımın en sıkıcı anlarından biri herhalde düğün fotoğraflarımın çekildiği anlardır. Dört duvar arasında kalmış karanlık odayı ışıklandıran bir sürü spot ışıklarının arasındayız. ve fotoğraf sanatçısı söze başlıyor
' Gelin hanımın beline sarılın damat bey...gelin hanım siz başınızı damat beyin omuzundan geçirin, damat bey sol ayağınızı öne çıkarın, başınızı kaldırın yukarı bakın, gelin hanım siz yukarı bakmayın sola bakın, çiçeğinizi yere doğru uzatın belinizi kırın, damat bey siz belinizi kırmayın, omzunuzu kırın, (sonra başımı durmasını istediği yöne doğru düzeltir)  veee muhteşem sakın bozmayın, gülümseyin' der :)
Gel de bu haldeyken sen gül ve hiç bozmadan bekle bakalım. Zaten papyon sıkmış, ceket terletmiş, elimin ayağımın nerede olduğunu bilemiyorum ve bu kareler bizim en mutlu anlarımızı yansıtacak. Yıllar sonra baktığımızda yüzümüzde tebessüm ile o anlarımızı hatırlayacağız.
 
Fotoğraf çeken de çekilen de zevk almalı bu işten. Yüzüm nasıl çıktı, saçım bozulmuş mu dememeli, düşünmemeli. Eğlenmeli, konuşmalı, koşmalı, gülmeli hatta ağlamalı ama o anda ne hissediyorsa onu yansıtmalı. Fotoğrafa baktığında o anda söylediği söz, hissettiği duygu gelmeli aklına:
' Burada beni kucağına almaya çalışıyordu düşeceğim diye ödüm patladı ama kaldıramadı çok gülmüştük' demeli. Bu tip fotoğrafların kötü olma ihtimali sıfırdır çünkü size kalbinizin görselliğini sunar. Aşkınızı, sevginizi, hüznünüzü ancak bu karelerde yakalayabilirsiniz.

Haydi şimdi fotoğraflarınıza tekrar bakın kaç tanesinde o andaki duygunuzu yansıtabilmiş siniz ? Fotoğraflarınıza bakan kaç kişi o andaki hislerinizi doğru tanımlayabiliyor?

Benden size tavsiye fotoğraf çekilirken siz siz olun, ne yapmak istiyorsanız onu yapın. Kahkaha atın, kızın, zıplayın, şımarın, kendinizi nasıl rahat hissediyorsanız öyle durun. Kendi pozunuzu kendiniz yaratın.
Özellikle düğün, nişan gibi özel günlerinizde siz fotoğrafçıya değil fotoğrafçı size uysun. En güzel düğün pozları kendi kişiliğinize, kendi aşkınıza uyan pozlardır ve bunu sadece siz belirleyebilirsiniz. Hayal etmekte zorlanıyorsanız netten araştırın, hoşunuza gidenleri not alın. Bir iki alıştırma yapın, albüm pozları için bu gibi pozlara ihtiyaç duyacaksınız ki ben hiç onaylamıyorum ama arka plandaki gerçek duyguları yansıtan fotoğraflarınızı fotoğraçınızdan mutlaka temin edin. Sadece güzel görünenleri almakla yetinmeyin.
Unutmayın o gün hatta o anlar bir daha tekrarlanmayacaktır. O güne ait 10,15  adet fotoğrafla yetinmeyin. Yüzlerce fotoğrafınız olmalı çünkü o günün her anında farklı hisler yaşayacaksınız, her duruşunuz farklı bir mesaj verecek. Eğer imkanınız varsa tüm gününüzü kareletin. Video çekimleri raflarda tozlanır gider ve kamera çekimlerinde anları yakalayamazsınız fakat fotoğraflarınız salonunuzda, yatak odanızda, duvarlarınızda hatta mutfağınızda heran elinizin altındadır. Herkese video çekiminizi gösteremezsiniz fakat evinize giren herkes fotoğraflarınızı görür. Eğer ayarlayabilirseniz fotoğrafçının arkasında çekimleri karelemesi için bir arkadaşınızla anlaşın, ya da  iki fotoğrafçı isteyin, inanın o fotoğraflar daha da eğlenceli olacaktır.
Yeni evleneceklere fotoğraf ile ilgili son tavsiyem, fotoğrafçınız ile önceden tanışın, birlikte vakit geçirin. Pozitif elektrik aldığınız, samimi bir ortamda tanıdığınız bir kişi ile çekimlerde çok daha rahat olacaksınız. Sizin rahatlığınız yüzünüze, gülüşünüze ve fotoğraflarınıza yansıyacaktır. Unutmayın özellikle düğün fotoğrafçısı o gün size en yakın dostunuzdan daha yakın olacaktır. En mutlu gününüzde en yakınınızda sadece O olacaktır. Ve özellikle dış çekimlerinizi düğün gününüzde yaptırmayın o telaşenin içine dış çekimlerinizi sokmayın. Oraya buraya geç kaldım diye düşünüp canınızı sıkmayın. O gün gelin ve damat olmanın keyfini çıkarın. Gülün, ağlayın, sevdikleriniz ile vakit geçirin. Dış çekimlerinizi düğününüzü yaptıktan sonra  belirlediğiniz başka bir günde yapın. Birçok bayanın şikayeti ' düğünümden birşey anlamadım olur' . Düğün sonrası yapılacak çekimler size o güzel heyacanınızın tadına  birkez daha doya doya varmanızı sağlayacaktır.
Fotoğraflarınızın duygu yüklü olması dileğiyle....

2 yorum:

  1. bu resimler ve yorumlardan sonra benim de evlenesim geldi :)

    YanıtlaSil
  2. Yazını keyifle okudum,
    ek olarak benim blog'dan da devm etmek isterseniz:

    http://www.photo-latte.com/blog/dugun-fotografcinizi-secerken-dugun-fotograflari/

    serkan@photo-latte.com
    Hoşçakalın,
    Serkan

    YanıtlaSil